Müzik ruhun gıdasıdır diye neden denildiğini hiç düşündünüz mü? Müzik müzik müzik…… Ruhumuzun gıdası…
Bir düşünür bir laf etmiş zamanında, “You are what you eat” (Ne yiyorsanız, O’sunuz) diye…
Nasıl besleniyorsanız, o kadar sağlıklı, sağlıksız,
Ne kadar lezzetli,
Ne kadar aynı, ne kadar çeşitli,
Ne kadar kızarmış,
Ne kadar sıcak, ne kadar soğuk,
Ne kadar sert, ne kadar yumuşak,
Ne kadar karışık, sade,
Ne kadar tatlı, ne kadar tuzlu,
Ne kadar çok, ne kadar az,
Ne kadar süprizlerle dolu,
Ne kadar tek düze, ne kadar değil,
Ne kadar doyurucu ne kadar değil,
Bütün bu soruların cevabı, sizin kimliğinizle ilgili önemli ipuçları verir.
Dinlediğimiz müzikler de aynıdır aslında, nasıl ki sağlıklı, mutlu güzel müzikler bedenimizi güzelleştirerek, enerji verir, güçlendirirse, dinlediğimiz müzikler de aynısını yapar.
Siz mutlu mutlu çalan müzikler dinlerken hiç ağlayan birini gördünüz mü?
Yüksek enerji kokan müzik dinleyen birinin enerjisinin kolay kolay düştüğünü?
Ya da arabesk müziği dinleyen birnin reggie dansı yaptığını :)
İstisnalar dışında pek mümkün değildir.
Düşünebiliyor musunuz latin müziğinin ritmine kendini kaptırmış birinin asık suratlı olabileceğini….
Eğer müziğin ritmine ruhuna ve armonisine kendinizi kaptırırsanız, bir bakarsınız ki, sizi o müzik yönetmeye başlamış. Siz dediğiniz yemek gibi, dinlediğiniz müzik olmuşsunuz…
Müzik, hele bir de yüksek sesle dinlendi mi o kadar çok kendi ruhuna çeker ki, bütün diğer alıcılarınız kapanır ve ona konsantre olursunuz.
Dolayısıyla, siz siz olun, şayet sağlıklı, mutlu, enerji dolu coşkulu ve inançlı bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızın besin kaynaklarını da aynı paralellikde seçin.
ENA