Anne Baba.... Size söylüyorum... ben büyümek istemiyorum...
Bir varmış bir yokmuş....
Anne ve babasının korunaklı fanusunda pamuklara sarılarak yetiştirilmiş Savaş adında bir çocuk varmış...
Bu çocuk büyüdükçe, hayatın aslında anne ve babasının ona gösterdiği kadar korunaklı, içi dışı bir yer olmadığını öğrenmiş...
Öğrendikçe demiş ki; "Anne, baba hep beni daha uzun boylu, daha sağlıklı ve başarılı olayım diye büyüttünüz. Ama hayat böyle bir yer değilmiş..... Keşke hiç büyümeseydim... ve sadece hayatın sizin, o içi dışı bir, kristal fanus misali bana gösterdiğiniz ışıl ışıl bir yer olduğunu düşünseydim..... Bu hayat çok da kötü insanlarla doluymuş ve benim bu hayatta büyümek gibi bir niyetim yok... Ben büyümek istemiyorum... "
Onu duyan annesi "Evladım nasıl ki baban ve benim gibi seni bu duygu ve düşüncelerle besleyen iki insan yeryüzüne inmişse, bizler gibi pek çok güvenip, inanabileceğin insan da yeryüzünde varolmaya devam edecektir. Yeter ki sen, senin gibi insanların da var olduğuna olan inancınla beslen ve sana iyi gelmeyen, biranda sivri sinek misali enerjini çekip yok eden insanlardan uzaklaş.... O zaman zaten içindeki o muhteşem çocuğu büyütmene gerek yok... Çünkü beden sadece büyür, içimizdeki çocuk tüm müzipliğiyle kanımızda keyifle oyun oynaya oynaya dolaşır... Yeter ki sen yetişkin olmakla, çüremek arasındaki farkı iyi öğren... Çünkü yetişkin olduğun noktada senin gibi güzel Savaş'lara, benim şuan sana verdiğim nasihatlar gibi nasihatlar vererek yetiştirme şansı bulacaksın... Ve yeryüzünde senin gibi onun gibi insan evlatlarının da var olabileceğinin kanıtı olmuş olacaksın... Çocuk olarak kalmaya devam ettiğin sürece böyle bir şansın olmayacak... Sen seçeceksin ... Ya büyüyeceksin.... içinde ve kanında coşkuyla oynayan çocuğun enerjisiyle daha da kalabalıklaşacaksın... Ya da büyümek istemeyen ve kimselere güvenmeyen, inanmayan, kendini hep başkalarından korumak adına saklamaya çalışan yaşlı bir çocuk olarak kalacaksın... Seçim sana ait... Ama annelerin 6. hissi çok güçlüdür ve ben biliyorum ki, hissettiğin ve inandığın duygular için savaş verecek bir evlatsın sen. Ve doğru yolun büyümeyi seçmek olduğunu er ya da geç keşfedeceksin."
Bazı insanlar vardır, ağızlarından başka birşey çıksa bile, duygularını o kadar net görürsünüz ve hissedersiniz ki.... Çünkü içleri ve dışları bir, samimi insanlardır... Gözlerinize baka baka "Bak sana çok kızdım" deseler bile, size karşı içlerinde hissettikleri sevgiden dolayı o kızgınlık duygusu bir türlü yüzlerine yansımaz... çünkü içlerinden hep "sana bir türlü kızamıyorum" derler.... Sonra da çok komik bir hale düşerler... "Sana çok kızgınım ve kırgınım" diyen, gülen bir yüz düşünebiliyor musunuz? :) Ne kadar inandırıcıdır?
İnandırıcı insan olmak istiyorsanız, davranışlarınızla sözlerinizin, sözlerinizle gözlerinizin bir, tutarlı olduğu ifadelerde bulunmanızı nacizane tavsiye ederiz. Ve biliniz ki, sizin gibi insanlardan birden fazla var, yeterki siz sizinle aynı olmayanlara değil de, aynı olanlara konsantre olun.... Yoksa Wyclef ve Marry J Blide'ın sarkısındaki gibi Someone PLEASE CALL 911 dersiniz..
ENA